Kanser, insanoğlunun varoluşundan beri büyük sıkıntı ve acılara neden olan, çoğu zaman çaresizlik duygusu ve psikolojik çöküntünün eşlik ettiği bir sağlık sorunudur.
Erken tanı ve tedavinin büyük önem taşıdığı bu hastalıkta ağrı, bazen hastanın hekime ilk başvuru sebebi iken çoğu zaman da hastalığının seyri sırasında baş etmek zorunda kaldığı, tedavisini ve yaşamsal faaliyetlerini engelleyebilecek boyutlara varabilen bir problemdir. Ağrı tedavisinin en önemli unsurlarından biri olan multidisipliner yaklaşım; yani tıbbın çeşitli dallarından hekimlerin ortak çalışması, kanser tedavisinde de (algoloji, onkoloji, cerrahi, radyoloji, psikiyatri, psikoloji, aile hekimliği) kritik öneme sahiptir. Bu şekilde hastalığın iyileştirilmesine yönelik tedavi devam ederken, hastanın yaşam kalitesinin de yükseltilmesi olası olur.
Çeşitli kanser tiplerinde ortaya çıkan ağrı değişik nedenlere bağlıdır. Bu, kanserin tipine, evresine ve hastanın ağrı eşiğine göre değişir. Kanserde ortaya çıkan ağrının şiddeti genellikle orta ila şiddetli arasında değişir. Her hastanın ağrısı kendine özgüdür. Bu nedenle de her hasta için özel bir tedavi şeması oluşturulmalıdır.
Kanserde ağrı başlıca üç nedene bağlıdır:
Kanserde ağrı şu durumlara bağlı olarak gelişebilir:
Kanserde ağrı sıklığı
Çalışmalar ilerlemiş kanserli hastaların %90’ının ve evresi ne olursa olsun tüm kanserli hastaların ise %30’unun ağrıdan yakındıklarını göstermiştir. Kanser ağrısı çeken hastaların %50’si yeterli ağrı tedavisi alamamaktadır.
Kanserden kaynaklanan en sık ağrı kemik metastazı ağrısıdır. Kemik metastazı olan kanser hastalarının %60-80 kadarı ağrı çekmektedir. İkinci sıklıktaki kanser ağrısı ise tümörlerin sinirlere ya da iç organlara baskı yapmasından kaynaklanan ağrılardır. Sinir dokularına komşu olan tümörler genellikle en fazla ağrıya neden olan tümörlerdir. Kanserle ilişkili en sık üçüncü ağrı ise kemoterapi, radyoterapi ya da cerrahi girişime bağlı ağrıdır.
Kanser ağrısı vücudun değişik bölgelerinde oluşabilir. Bir çalışmada hastaların %80’inden fazlasında iki değişik bölgede ve %30’undan fazlasında üç değişik bölgede ağrı olduğu saptanmıştır.
Kronik ağrı hekimler tarafından etkili bir şekilde tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Bu tip ağrı insanın hayatını çeşitli yönlerden etkiler. Bireyin kişiliğini, yeteneklerini ve yaşam kalitesini değiştirir.
Kronik ağrı sürekli ve atılım ağrısı (breakthrough pain) şeklinde iki tiptir. Atılım ağrısı hastanın düzenli olarak ağrı kesici ilaçlarını almasına rağmen ortaya çıkan kısa süreli şiddetli ağrı alevlenmeleridir. Genellikle ani başlar ve birkaç dakika ila birkaç saat arasında sonlanır. Birçok hasta gün içinde birçok atılım ağrısı atağı ile karşılaşır.
Atılım ağrısı kanserden veya kanser tedavisinden kaynaklanabilir veya belirli bir aktivite sırasında ortaya çıkabilir (yürüme, giyinme, öksürme gibi). Ancak bazen beklenmedik bir anda belirgin bir neden yokken de oluşabilir. Atılım ağrısı genellikle sürekli kullanılan ağrı kesici ilaçlardan daha çabuk etkisini gösteren güçlü, kısa etkili ağrı kesicilerle tedavi edilir.
Akut kanser ağrıları:
Kanser hücrelerinin hızla çoğalarak sağlıklı dokuları istila etmesi sonucu ortaya çıkar. Hastalığın hem başında hem de ileri dönemlerinde gözlenebilir. Özellikle meme, prostat, yumurtalık ve son bağırsak (rektum) kanserlerinde ağrı, erken dönem bulgusudur.
Kanserin ileri dönemlerinde ise; örneğin, tümörün kemiği tahrip etmesi sonucu omurga ve kalça kırıkları veya bağırsağın tümörle tıkanması sonucu akut ağrı ortaya çıkabilir.
Akut ağrı ayrıca kanser tedavisine (örneğin cerrahi, ışın tedavisi, kemoterapi) bağlı olarak da gözlenebilir.
Kronik kanser ağrısı:
Ağrıya yol açan mekanizmalar arasında lenf (akkan) yollarının ve damarların tıkanması, doku harabiyeti (sağlıklı dokularda şişme ve iltihabi reaksiyonlar) sayılabilir. Hastaların %75’inde kronik ağrı gözlenir. Kronik ağrı çeşitleri şunlardır:
Kemik dokuların istilasına bağlı ağrılar:
Süreğen ağrıların en sık rastlanan nedeni kemiklerin kanser hücreleri tarafından istilasıdır. Genellikle meme, prostat, tiroid, akciğer ve böbrek tümörlerinde gözlenir. Ağrı sürekli olup geceleri ve hareketle artar. Hastalar künt, sızlayıcı veya derin, bıçak saplanması, batma tipinde ağrılardan yakınır. Kas kasılmasına bağlı olarak kasılma çekilme, kramp tarzında ağrılar da ortaya çıkabilir. Kemik sintigrafisi erken tanıda çok değerlidir.
Sinirlerin ve omuriliğin istilasına bağlı ağrılar:
Sinir dokularının kanserli hücreler tarafından istilası sonucu ortaya çıkan bu tip ağrıların tedavisi oldukça güçtür. Ağrı sürekli yanıcı veya aralıklı bıçak saplanması şeklindedir. İlgili bölgede uyuşma, karıncalanma, kas gücü kaybı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Omuriliğin istilası sonucu kollarda ve bacaklarda güçsüzlük, felç, idrar veya dışkı tutamama gibi şikayetler gözlenebilir.
İçi boş veya sert organların içindeki yolların kanserli hücrelerle istilasına bağlı ağrılar:
Mide, barsak gibi içi boş organların veya karaciğerdeki
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği Basamak tedavisine göre ağrı kesici ilaçları öncelikle uygulamaktayız. Ağrı kesici ilaçlara yeterli cevap alamayan hastalarda sırasıyla;
Copyright ©2024 HZD Teknoloji