Baş ağrısı gündelik yaşamı etkileyen, kişileri en çok sıkıntıya düşüren sağlık problemlerinin başında geliyor. Bebekken yapılan yanlış bir hareket, ileri ki yaşlarda kronik baş ağrısı olarak kendini gösteriyor.
Günümüzde Anadolu’da bebeklere uygulanan boyun ve omuz çekme hareketi, boyu uzatmıyor ve daha esnek olmalarını sağlamıyor aksine, gelecekte geçmeyen kronik baş ağrısı olarak karşılarına çıkıyor.
Anadolu’da yıllardır uygulanan geleneklerden biri olan boy uzatmak için, başı ve boynu tutup esnetmek ileri ki yaşlarda kronik ağrılara yol açabiliyor. Çocuk yaşta düşmek, çarpmak, darbe almak gelecekteki dayanılmaz baş ağrılarının sebepleri arasında yer alıyor. Bu uygulamaların çok sakıncalı olduğunu dile getiren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Hasan Doğan, "Bebeği kundaklarken bile başından ayağından tutup esneterek sarmanın, uzun boylu olmasına neden olacağı inancı vardır. Bu oldukça sakıncalıdır. Tarımda ve kırda çalışan anne, bebeğinin düşmesine aldırmaz. ’Çocuktur düşe kalka büyür’ diye düşünür yalnız o çocuğun bağları (ligamentleri ) çok zayıftır. İleride kalıcı sakatlıklara neden olur" dedi. Çocuklukta ve bebeklikte maruz kalınan yanlış davranışların ise, kişinin tüm yaşamı boyunca peşinden geldiğine değinerek; "Toplumumuzda bebekleri severken boyundan tutup yukarı doğru çekme davranışı sıklıkla yapılıyor. Fakat boyunlarından, baş bölgelerinden ve omuzlarından asla çekmemek gerekiyor" diyerek geleneksel yapılan yanlışlara dikkat çekti.
Dayanılmaz Baş Ağrıları Halsizliğe ve İştahsızlığa Yol Açıyor
Bilimsel Proloterapi Derneği Başkanı olan Op. Dr. Hasan Doğan, boyun hasarlarının sonucunda meydana gelen baş dönmelerinin, ağrılar tedavi edilmediği takdirde; uykusuzluk, halsizlik, iştahsızlık gibi problemlere de neden olduğunu belirtti. Boyun dengesizliği, bağ dokusu yırtılması, kasları kemiklere bağlayan bağ dokularının zarar görmesi gibi durumların migrene ve dayanılmaz baş ağrılarına yol açtığını söyledi. Dr. Doğan, "Bağlarda oluşan bir sorun, baş dönmesine, şimşek çakar tarzı, zonklayıcı ve basınçlı bir baş ağrısına yol açar. Ayrıca bu ana belirtilerin yanı sıra uykusuzluk, halsizlik, iştahsızlık, uykulu olma hali ve yaşamdan zevk alamama durumu ortaya çıkar. Bu hastalarda kronikleşen ağrılar için, ilk seanslarda Nöroproloterapi uygulanır. İlerleyen takiplerde problemin yüzde 50’sinin düzeldiği gözlenirse, tedaviye Proloterapi eklenir. Seanslar ise yaşa ve kişiye göre değişebilir. Hastanın yaşı 40’tan büyükse 10 seansa kadar uygulama yapılabilir. Ama gençlerde bazen tek seans bile sorunu çözmektedir. Mevcut diğer sağlık sorunları tedavi etkinliğini ve süresini etkilemektedir" dedi.
Therapeutic Effects of Oligonol, Acupuncture, and Quantum Light Therapy in Chronic Nonbacterial Prostatitis
Evidence-Based Complementary and Alternative Medicine Volume 2015, Article ID 687196, 8 pages
Analgesic Effects of Oligonol, Acupuncture and Quantum Light Therapy on Chronic Nonbacterial Prostatitis
Iran Red Crescent Med J. 2015 April; 17(4): e26006
Kanser hastalarının yaşam beklentileri her geçen gün artıyor. Ancak ne yazık ki, kanser hastalarının yüzde 70-90’nı hayatlarının bir döneminde ağrıyla karşı karşıya kalıyor. Bu durum sadece günlük yaşamlarını değil, tedavilerinin de gidişatını olumsuz yönde etkileyebiliyor.
Copyright ©2024 HZD Teknoloji